17 Eylül 2007 Pazartesi

Nazlı'yla Ramazan bambaşka...


Ramazan Nazlıyla daha başka gerçekten. Örneğin sahurlar sessizce hazırlanan yemekler yine sessizce yendikten sonra sessizce diş fırçalamayla son buluyo. Hatta tüm bunlar balkonun ışığında yapılıyo.Eskiden öylemiydi.Tv izlenir,komşularında sahura kalmış olabileceği düşünülerek bolca gürültü yapılırdı.İftarmı o tam bir felaket tüm gün aç olan babamız tam kaşığı eline aldığında 2 tane minik kol havaya kalkarak baba diye yalvarıyor.Sofradaki yiyeceklere tam anlamıyla saldıran Nazlıyı zaptederek yemek yemek hiçte kolay diil.Bu hafta sonu babaneler ve anneanneler bize ifatara davetlilerdi.Cumartesi günü babaanneler pazarda anneanneler geldi.Tabi buda Nazlıya bolca şımarma olanağı sundu. Bolca hediyeler alan ve şımartılan Nazlı fotoda görüldüğü gibi yaramazlığının son safhasındaydı.Ailece yenen yemekler,sohbetle içilen çaylar tabiki iftarın gözdeleriydi..Pazar günü Nazlıyı anneanne , dede ve teyzeye bırakıp alışverişe giden anne ve baba tüm yorgunluğa değdiğini düşünüyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder