29 Mayıs 2012 Salı

Nazlım 6 yaşında

Artık sadece doğum günlerinizde yazıyorum farkındayım çocuklarım.Blog hevesi bu kaçtımı bir daha geri gelmiyor.Prenses kızım,asi ve mavim büyüdün bence bu kadar yeter daha büyüme desem dururmusun ki? Anne kız çatışmaları bu kadar çabuk mu başlıyacaktı daha bebekken benim gözümde.


İyiki diyorum yinede yüz kere bin kere, iyiki bizimsin.
Sen ilkgözağrım,en kıymetli parçam,canımın yarısısın...  Böyle işte seviyorum kızım seni çok ....

3 Aralık 2011 Cumartesi

İlker 1 yaşında


Aslında dün gibi doğuma gidişim.Ablanı okula bıraktım,ordan kuaföre fön çektirdiim hatıralarda güzel çıkmak için..Zaten hazır olan bavulumu ve anneleri alıp düştük yola... Uzun bir bekleyiş,damarımı patlatan sorumlu hemşireden sonra nihayet ameliyathane.Uyandığımda sen yoktun senin içeri girmenden bir kaç dakika sonra ablan geldi hastaneye.Tam ayılamamıştım ama hem seni görmenin mutluluğu,hem ablanın tepkilerinin heyecanı gözlerimi açık tutmaya yetiyordu.Aynı ablanın bebekliğine benziyordun ki bence hala çok benziyorsun.En çok Zafer dedene benzetiyorlar seni.Umarım huyunda ona benzer...

Hey gidi günler heyyyyy.... Ne diyecektim nerelere geldim...

2 gün önce doğum gününü kutladık ailece.Sen tam bir cüceye benziyordun.Canım oğlum,huzurum iyiki geldin bize...Facebook'una bir yorum bıraktım doğum gününde buraya kopyalıyorum ve yazımı bitiriyorum sulanmadan ;)

Canımın parçası,sen doğmadan önce hep korkardım, ya seni ablan kadar sevemessem diye,ama doğduğun an sanki kalbim ikiye ayrıldı yarısı sen yarısı ablan...
Şimdi tüm zorluklarına rağmen ,ikinizi kahkahalarla oynarken gördüğüm an yada başını omzuma dayayıp uyuduğun an,hatta sadece nefes aldığınız ve sağlıklı olduğunuz her an için binlerce şükürler ediyorum tanrıma...
Benim dünyamsınız,isminizi söy...lerken içimin titremesi,canımın taaa içi...

İyiki geldin bize,iyiki iyiki iyiki... Doğum günün kutlu olsun.Allah nice mutlu sağlıklı yaşlarını göstermek nasip etsin bana...

Seni çoooooook seven ANNEN...

19 Kasım 2011 Cumartesi

Uzun zaman oldu dimi?

Bloğumu çok ihmal ettiğimin farkındayım ama hem twitter,facebook falan yazma isteğimi tatmin ettiğinden hemde çocuklardan uzun uzun yazma fırsatım olmadığından yazamadım.Bugün eski yazılarıma göz atınca yazmam gerektiğine karar verdim.Bloggerın kontrol paneli falan hep değişmiş yahu :/

İlker 1 yaşına giriyor 11 gün sonra.Nihayet bebekliğin en zor dönemlerini atlattık gibi gözüksede durum öyle değil.2 gündür yürümeye başlayan miniğim çok meraklı ve heryeri kurcalıyor.peşinden çekmece toplamaktan fenalık geçirmek üzereyim.Bugün tuvalet fırçasını banyonun ortassında buldum mesela :(

Nazlı ablalıkta bir hayli yol aldı.Ben 5 dakika daha yatakta kalayım diye uyandığında kardeşini oyalıyor.Kucaklayıp salona bile götürüyor.İlkerde memnun bu durumdan :)Tek sorunumuz oyun odasına İlkeri sokmuyor.Çok dağıtıyormuş ve toplamak ona kalıyormuş diye.

Ben habire koşturmaca halindeyim tabi.Sabah uyandığım andan itibaren yatana kadar sürüyor koşturmacam.Uykusuzluk hala devam bu arada gece diş,süt içme yada hastalık ayağına hala uyanıyor İlker bey :(

Durumlar böyle blogçum İlkere doğum günü yapmaya üşeniyorum ama ilerde pişman olurmuyum diye düşünüyorum.Bakalım napıcam ....

13 Haziran 2011 Pazartesi

Kayıp

Pazar günü rutin alışverişimizi yapmak üzere Avcılar Pelikan a gittik.Özellikle ismini yazmak istiyorum nedenini yazının devamında anlatacağım.Oğlum arabada uyuyunca, eşim onunla arabada bekledi ben kızımla mağazaya girdim.Şu içinde müzik çalıp çocukları mağaza içinde gezdiren trenlere binmek istedi kızım.Ücretini sorduğum genç (aynı zamanda treni kullanan kişi) 2 tur 3 ytl dedi.Kızımı bindirip beklemeye başladım.Tren yavaş yavaş daha yarım tur atmamışken aynı kattaki bir kozmetik mağazasını söyle bir dolanıp çıktım.Döndüğümde tren kalkış yaptığı noktadaydı ve kızımın bindiği vagonda başka 2 kız çocuk oturuyordu.Ben trene koşana kadar tekrar hareket ettı.Oradakı başka bır görevlıye kızımı sorduğumda bılmıyorum dedı gerçekten kızımı görmemesı doğaldı çünkü o eğlence merkezının gişesinde duruyordu.sadece 2 tur dedıler neden ındırdıler ılk turda dedım..Sonra bır yandan trenın gelmesını beklıyorum, bır yandan etrafta kızımı arıyorum nasıl bır korku, nasıl bır his anlatmam mümkün değil zaten.Tren geldi treni kullanan,aynı zamanda kızımı oturtup vagonun kapısını kapatan ve ücretini verdiğim kişiye kızımı sorduğumda bilmiyorum dedi, dünya başıma yıkıldığı için tartışamadım bile o anda.Etrafa sormaya başladım gri tşörtlü bir kız trenden inerken gördünüzmü diye neden sonra bir kadın carrefourun içine bır kız gıttı az önce dedı.Acaba eşim mi gelip aldı dedim çünkü telefonumu evde unuttuğum için bebek uyanınca carrefoura gelecekti alışveriş yapacaktık. Markete doğru yürürken kızımı danışma kabininden çıkardılar nasıl koştuk birbirimize.Çok korkmuş ağlıyorudu ben sadece şükredebildim o an..

Şimdi evet en büyük hata bende kızımı bırakıp gittiğim için orada beklemem gerekirdi kaç tur olursa olsun.Ama treni kullanan kişi neden ilk turda velisine teslim etmeden indirdi kızımı trenden?Ve neden benim gelmemi en azından 5 dakika bekletmedi olay yerinde de alakasız marketın danışmasına yolladılar.Ve yüzlerce kez anlattığım kızım neden tanımadığı kişilerin dediğini yaptı, onlarla gitti.
Neden neden neden ? Hala olayın etkisindeyim malesef kızımda :(

Allah bu korkuyu kimseye yaşatmasın sadece tek dileğim bu....

23 Mayıs 2011 Pazartesi

Yazıyla beş


Güzel kızım 5 oldu.Cumartesi günü kutladık doğum günümüzü.Günümüz dedim çünkü ben yeniden doğmuştum  onun doğduğu gün.Avcılar öğretmen evinde yaptık bu sefer doğum günümüzü çünkü okul arkadaşlarıda eklendi davetli istemize bu yıl.Günler öncesinden başladı heyecanı herkesi tek tek sordu gelecekmi diye.O gün ise heyecandan bacakları titriyordu :))
O gün bizi yanlız bırakmayan,güzel hediyeleriye Nazlışın gözlerini parlatan herkese teşekkür ederim.Ve kalbi orda olup kendisi yanımızda olamayanlarada tabi ;)

Bugün onun gerçek doğum günü her yıl doğduğu saatte çektiğim vıdeoları çekemıcem bu yıl çünkü o saatte okulda :(

Klasık anne cümlelerini yazmak istemıyorum ama kızıma 2 çift sözüm var tabi
Nazlım benim hassas meleğim,bu günlerde senin ve kardeşinin hayatını planlamaya çalışıyoruz.Ve şunu bil ki ilerde bana kızsanda sizin için en iyi olani yapmaya çalışıyoruz.Eminim önümüzde bizi zor bir süreç bekliyor.Çok ağlıcaz eminim ama alışınca mutlu olucaz.


Seni çok seviyorum ensesi hala bebek kokan prensesim benim mutlu yıllar...

24 Nisan 2011 Pazar

23 Nisan kutlamamız


Aylardır hazırlanıyorlar bu gösteri için.Bazen yoruldular,bıktılar,oyunlarından feragat ettiler bazende hopladılar zıpladılar eğlendıler her eve gelene izlettiler biliyorum.Kostümü,saçı, başı,ojesi,banyosu,ayakkabısı,bayrağı derken o büyük an geldi çattı.


Heyecanmı? Yoktu hiç. özgüven patlamasıyla çıktı sahneye ve kostümün azizliğine uğrasada bozuntuya vermeden tamamladı dansını.Tıpkı profesyonel bır dansçı gıbıydı kımse anlamadı mesela kostümünün elınden çıktığını (ben hariç).Hep bana baktı biliyorum beni gördüğü an rahatladı içten içe.

Ben yine karışık duygularla izledim onu.Gurur,sevinç,hüzün,merak ,heyecan herşey karışıktı o an.Zaten geceden telaş başlamıştı.Gelin olurken napıcaksın bilmem dedi eşim.Düşündümde nasıl haklıydı.

Ve o sahneden indiğinde gözümde iki damla yaş,kalbimde çarpıntı oturdum yerime bir süre öylece kalakaldım.


Hepsi çok güzellerdi çocuk işte dediğimiz anlar boldu.Gözleri pırıl pırıldı hepsinin anlamını bile henüz tam kavrayamasalarda...


Çocuk bayramıydı, o gün sadece ona adanmalıydı.Öyle de oldu.€vde kutlama yapıldı,sinemalara gidildi,hediyeler alındı. 


Özgürdü herzamankinden de çok, en önemlisi mutluydu ya tamamdı.

500.yazım bu oldu ya bloğuma ne mutu bana :))






19 Nisan 2011 Salı

Katı gıda sorunsalı



Blogların kapatılmasıyla kaçan heves bendede etkisini gösterdi.Zaten katı gıdaya geçtik geçeli mutfaktan çıkıp iki satır yazıcak vaktimde kalmadı.

Patates havuç püresine ağzını açmayan bir minnağa yedirmek ne zormuş hatırladım.Ona hak vermemek elde değilki anne sütü ve biberon mamasından sonra tatsız tuzsuz bişey yemek ne zordur kimbilir..

Birde elma rendelemeye yarayan cam rende zımbırtısı olayı var ki beni mahvediyor.O ne menem bir alettir yahu emayı zar zor rendeliyor havuçu nasıl rendelesin kol kaslarım güçlendi valla...

Besin hazırlayıcı robotlardan almayı bile düşündüm ama 2-3 ay kullanacağım bir aletle muutfak dolaplarımı işkal etmenin manasız olacağına karar verdim.Unnadoda hala indirimde kendileri almak isteyen olursa bilginiz olsun.

Yoğurt yapmak günüme heyecan katan bir eyleme dönüştü benim için süt kaynarken taşmaması için pür dikkat başındayım ocağı bir tık daha açsam taşıyor, az açınca kaynamıyor o ince çizgi günüme renk katıyor ama yoğurdum mükemmel oluyor . Nazlının bır ınternet sıtesınden kazandığı arzum yoğurt makinemden çoook memnunum.

En kolayı ise akşam muhallebisi ,milupa sütlü pirinçliyi hazırlaması ve yedirmesi açısından tam bir bebek işi...

Tabi tüm bunları hazırlayıp yedirme çabasının yanı sıra ablamızın ve bizim yemekleri yapma ve yeme süreside dahil olunca mutfaği mesken tuttum şu sıralar...

 Doğum günleri sezonumuz açıldı her hafta bir minnağın kocaman oluşunu izledik.Şimdi sıra Nazlışta ama ben hala nasıl bir kutlama yapacağıma karar veremiyorum ve gözümde büyütmeye devam ediyorum bu işi...

Bunun dışında hayatımızda köklü değişiklikler yapmak niyetindeyiz şehir değiştirmek gibi mesela.Birde hangi şehirde yaşayacağımız konusunda uzlaştıkmı iş tamamdır.
 
Benden şimdilik bu kadar gidip iğrenç sebze püremizi hazırlıyayım bari. İlker'e bu püreyi yedırecek gönüllü varsa beklerım efendim...

25 Şubat 2011 Cuma

Yazamıyorum

Kaç kez yenı kayıt butonunu tıklayıp vazgeçtım bılmıyorum.
Bıldığım bışey varsa oda bu sıralar yazamadığımdır.
Bazen sadece okuma modunda oluyorum ,bazende her yazana yorum yapma modunda.
Şımdılerde yorum yazma modundayım

Dıp not:Hastalıklardan gına geldı.


8 Şubat 2011 Salı

Tam o anda

 Ben sırtını okşarken dığer elımle sana sarılmışken, 
senle burun burunayken,
nefesın yanağımı ısıtırken,
gözlerımın taa içine bakarken,
yandan gülücük atarken,
kucağımda kıpırkıpırken,
kokunu içime çekerken,
minik elin boynumdayken ne güzel  be şu hayat...

4 Şubat 2011 Cuma

HİZMETÇİ Mİ?


Nazlı kardeşinin bezlerini yerlere atmış.
Kızım topla şunları ,tokalarınıda al ordan dedım.
Neden bana hizmetçi gibi davranıyosun ben senin hizmetçin değilim dedi.
Eğer bana hizmetçi gibi davranıyosan bende sana küstüm dedi.
Ve odasına gidip ağlamaya başladı.
Ben sözlerin şokunu atlatmaya çalışırken sana hizmetçi gibi davranmıyorum sadece dağıttıklarını toplamanı istiyorum diyebildim.

Kaç yaşında olduğunun farkındamısın kızım ben böyle isyan ettiğimde liseye gidiyyordum yaaaa ...